CONTACT INFO
2024
FIRST EXHIBITION AS na+Ctrl ART COLLECTIVE
@ BARINHAN ART SPACE, ISTANBUL
FUNDED BY (EU) CIVIC CULTURE
2024
The concept of home, as an embracing and safe space where one's self exists through belonging, associations and possibilities of expression, is open and vulnerable to being subjected to mechanisms of control and power. This effect can manifest itself through the hegemonic occupation, degradation, dissolution and lack of contexts such as the body, nature, family and society that can be ascribed as home. The mentality that sees nature as a "natural resource" for capitalist growth refuses to recognize the uniqueness of the self and the interconnectedness between all beings by positioning the body as a mere tool and subjecting it to the expectations of social norms. In order to create narratives against the commodification of the body and nature, it is necessary to understand ecofeminism, to re-imagine the cyborg as a symbol of possibility, and to explore the contingency of hybrid identities that transcend dualities such as human-nonhuman, organic-synthetic, public-private. 'Making the nest' is about emphasizing transitivity in a common space free of norms.
Power relations and politics of representation in macro and micro formations that are symbolized as home can ultimately lead to quests. At the intersection of queer bodies, chosen family and migration issues, the state of searching arises from the need to belong; it manifests itself in spatial and social contexts with the effort of individuals to find their identities and places. 'Yuva' imagines meeting while revealing this search; it aims to expand networks, promote and disseminate safe spaces as a space of intersection and interaction of identities and experiences.
The exhibition explores the search for belonging and explores this process through archival and fictional artworks specific to the nest. The interconnectedness and transitivity within and between the concepts of home are re-emphasized through the mapping of the networks established between the artworks and shared with the visitor. na+CTRL invites us to rebuild the home in order to imagine inclusive and communal space together.
Power relations and politics of representation in macro and micro formations that are symbolized as home can ultimately lead to quests. At the intersection of queer bodies, chosen family and migration issues, the state of searching arises from the need to belong; it manifests itself in spatial and social contexts with the effort of individuals to find their identities and places. 'Yuva' imagines meeting while revealing this search; it aims to expand networks, promote and disseminate safe spaces as a space of intersection and interaction of identities and experiences.
The exhibition explores the search for belonging and explores this process through archival and fictional artworks specific to the nest. The interconnectedness and transitivity within and between the concepts of home are re-emphasized through the mapping of the networks established between the artworks and shared with the visitor. na+CTRL invites us to rebuild the home in order to imagine inclusive and communal space together.
***
Yuva kavramı kişinin aidiyet, ilişkilenmeler ve ifade imkanları üzerinden kendini var ettiği kucaklayıcı ve güvenli bir alan olarak hassas bir biçimdedir; kontrol ve güç mekanizmalarına maruz kalmaya açıktır. Bu etki kendini, yuva olarak atfedilebilen beden, doğa, aile, toplum gibi bağlamların hegemonya tarafından işgali, bozumu, dağımı, ve eksikliği üzerinden kendini gösterebilir. Doğayı kapitalist büyüme için “doğal kaynak" olarak gören zihniyet, bedeni de yalnızca bir araç olarak konumlandırıp toplumsal normların beklentileri altında bırakarak benliğin biricikliğini ve tüm varlıklar arasındaki iç içeliği tanımayı reddeder. Beden ve doğanın metalaştıran anlayışa karşı anlatılar oluşturmak için; ekofeminizmi anlamak, cyborg'u olasılık simgesi olarak yeniden hayal etmek ve insan-insandışı, organik-sentetik, kamusal-özel gibi dualiteleri aşan hibrit kimliklerin mümkünlüğünü araştırmak gereklidir. Burada yuvayı ‘kurmak’ normlardan arındırılmış müşterek bir alanda geçişkenliği öne çıkarmakla ilgilidir.
Yuva olarak sembolleştirilen makro ve mikro oluşumlarda güç ilişkileri ve temsiliyet politikaları netice olarak arayışlar doğurabilir. Kuir bedenlerin, seçilmiş ailenin ve göç sorunlarının kesişiminde bulunan arayış hali, aidiyet ihtiyacından doğar; bireylerin kimliklerini ve yerlerini bulma çabasıyla mekansal ve sosyal bağlamlarda kendini gösterir. ‘Yuva’, bu arayışı ortaya koyarken buluşmayı hayal eder; kimliklerin ve deneyimlerin kesişim ve etkileşim alanı olarak ağları genişletmeyi, güvenli alanları tanıtmayı ve yaygınlaştırmayı hedefler.
Sergi aidiyete dair arayışları araştırırken, yuvalara özgü arşivsel çalışmalar ve kurgusal sanat işleriyle bu süreci keşfeder. Yuvaya dair kavramların kendi içinde ve birbirleriyle olan içiçelik ve geçişkenlik, eserler arasında kurulan ağların haritalandırma metoduyla ziyaretçiyle paylaşılması üzerinden tekrar vurgulanır. na+CTRL, kapsayıcı ve müşterek alanı beraber hayal etmek üzere yuvayı yeniden inşa etmeye davet ediyor.
Yuva olarak sembolleştirilen makro ve mikro oluşumlarda güç ilişkileri ve temsiliyet politikaları netice olarak arayışlar doğurabilir. Kuir bedenlerin, seçilmiş ailenin ve göç sorunlarının kesişiminde bulunan arayış hali, aidiyet ihtiyacından doğar; bireylerin kimliklerini ve yerlerini bulma çabasıyla mekansal ve sosyal bağlamlarda kendini gösterir. ‘Yuva’, bu arayışı ortaya koyarken buluşmayı hayal eder; kimliklerin ve deneyimlerin kesişim ve etkileşim alanı olarak ağları genişletmeyi, güvenli alanları tanıtmayı ve yaygınlaştırmayı hedefler.
Sergi aidiyete dair arayışları araştırırken, yuvalara özgü arşivsel çalışmalar ve kurgusal sanat işleriyle bu süreci keşfeder. Yuvaya dair kavramların kendi içinde ve birbirleriyle olan içiçelik ve geçişkenlik, eserler arasında kurulan ağların haritalandırma metoduyla ziyaretçiyle paylaşılması üzerinden tekrar vurgulanır. na+CTRL, kapsayıcı ve müşterek alanı beraber hayal etmek üzere yuvayı yeniden inşa etmeye davet ediyor.
graphics by Özlem Salt & Beste Ileri